Sheikh Abdur Rehman
August 30, 2025 03:31 am
Zekât, İslam’ın beş şartından biridir ve her Müslümanın hayatında büyük önem taşır. Sadece fakirlere para vermek değil, aynı zamanda servetimizi arındırmak ve kalbimizi arındırmaktır. Allah (cc), toplumda dengeyi sağlamak ve zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltmak için Müslümanlara zekât vermelerini emretmiştir. Bu şekilde zekât, hem bu dünyada hem de ahirette bir bereket aracı haline gelir.
“Zekat” kelimesi arınma ve büyüme anlamına gelir. Her uygun Müslümanın ihtiyaç sahiplerine vermesi gereken sabit bir servet payıdır. Zekat vererek servetimizi açgözlülük ve bencillikten arındırırız. Bize servetin Allah’ın bir lütfu olduğunu ve başkalarıyla paylaşılması gerektiğini öğretir. Zekatın amacı yalnızca ihtiyaç sahiplerine yardım etmek değil, aynı zamanda Müslümanlara servetin geçici olduğunu ve yalnızca Allah’a ait olduğunu hatırlatmaktır.
Kişi zekât verdiğinde, malı temizlenir ve bereketlenir. Küçük bir kısmı bile bağışlansa, Allah kalana bereket (bereket) katar. Tıpkı bir bitkiyi budamanın daha sağlıklı büyümesini sağlaması gibi, zekât vermek de malın bereketinin artmasına yardımcı olur. Kişiyi beladan korur, maldaki gizli zararı giderir ve kazancını Allah katında helal ve temiz kılar.
Zekat sadece serveti arındırmakla kalmaz, aynı zamanda kalbi açgözlülük, kibir ve maddi şeylere olan düşkünlükten de arındırır. Nezaket, tevazu ve başkalarına karşı empati duygusunu geliştirir. Yoksullara verdiğimizde, kalplerimiz yumuşar ve Allah’ın bize verdiği şeylere daha çok şükrederiz. Ayrıca bize gerçek mutluluğun servet biriktirmekten değil, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten geldiğini öğretir.
Zekât toplumda denge yaratır. Yoksulluğu azaltır, ihtiyaç sahiplerine destek olur ve Müslümanlar arasındaki bağları güçlendirir. Yoksullar desteklendiğini, zenginler ise sorumluluk duygusunu taşır. Bu sistem, aşırı servet eşitsizliğini önler ve herkesin onurlu bir yaşam sürmesini sağlar. Zekâtın düzenli olarak uygulandığı bir toplum, barışçıl, birlik içinde ve güçlü olur.
Allah (cc), samimiyetle zekât verenlere büyük mükafatlar vaat etmiştir. Zekât, ahirette cezaya karşı bir kalkan, kıyamet günü ise bir gölgelik olur. Zekât olarak verilen her miktar kat kat sevap kazanır ve kişinin imanının bir kanıtı olur. Zekât, samimiyeti, itaati ve merhameti temsil ettiği için cennete girmenin anahtarıdır.
Zekât sadece maddi bir görev değil, aynı zamanda serveti temizleyen, ruhu arındıran ve toplumu güçlendiren bir ibadettir. Müslümanlar zekât vererek Allah’ın rızasını kazanır, servetlerini korur ve hem bu dünyada hem de ahirette berekete kavuşurlar. Bu, gerçek zenginliğin elimizde tuttuklarımızda değil, Allah rızası için verdiklerimizde yattığını hatırlatır.
Tags: